Önce kitabı edinirken hemen bulamadığım için birkaç kitapçı dolaştığımda hepsi (haklı olarak) kişisel gelişim raflarına yöneldiklerinde oldukça endişelenmiştim. Kişisel gelişim kitaplarının bendeki çağrışımı oldukça olumsuzdur (duygu sömürüsü yapan şaklabanlar sürüsünün yarattığı haksız ekonomi vb fikrim). Ancak Dilara'nın önerdiği kitap ''bu bağlamda olamaz'' düşüncesiyle eleştirel gözle kitabı okudum ve hemen başlarda yine Dilara'nın aylar öncesinde ilgimi çeken 'evren öykülerden (*mitlerden) yapılmıştır, atomlardan değil' (M.Rukeyser_The Speed of Darkness) (*mitleri ben ekledim:) paylaşımı geldi. Ben evren atomlardan oluşmuştur diyenlerdenim:) Elementleri dünyanın yapı taşı olarak kabul etmezsek enformasyonun nasıl oluştuğunu ve yayıldığını nasıl bilebiliriz? İlişkisel-bağlantısal düşünmek atomların reddini zorunlu kılmaz.
Neyse kısaca kitapla ilgili düşüncelerimi buraya not düşeyim;
-sf.48-mitolojileri plesentası olmayan keseli hayvanların yavrularını korumak için kullandıkları keseyi, insan için (gerekli) mitolojiye benzetmesi, ardından kitabın ilerleyen bölümlerinde; kendini gerçekleştirmek için kahramanlık hikayeleri yazmamız gerektiğini devamla cesurca keseden çıkmayı salık veriyor. Yani referans noktam (önerilen) mitolojileri yıkıp yeni bir hikaye yazmaksa saf mutluluk o keseyi yırtmak anlamına geliyor dye okudum (bu bir tutarsızlıktır.
-sf.52-'Din yanlış yorumlanmış mitolojidir' üzerinde tartışılabilir. Engels din için 'yanlış bilinç' deyimini kullanmıştı, Marks'ın ise meşhur din tanımına yeniden bakmalıyız (okumayanlar için ilgili paragrafı özellikle tavsiye ediyorum). sf.55- 'bir tanrı manevi gücün kişileşmiş halidir.' Aklıma hemen Ksenophanes geldi. Onun mitoloji eleştirisini hemen ödünç alabiliriz. Aslında tanrıyı ontolojik olarak bir de yazar öldürüyor!
Bireyin ve toplumun özgürleşmesi (adil, eşit_ayrıcalıksız, kendinin efendisi olarak, sorumluluk alarak yaşaması), özgürler içinde özgür bir birey olabilmesi için (bir zamanlar mistik ve kozmolojik işlevi olan, ömrünü çoktan doldurmuş) mitolojilere ihtiyacı yok bana göre.
Kitap rekabetten bahsediyor (sf.64) ama dayanışmadan bahsetmiyor. Bu büyük eksiklik bana göre..
Uzattığımın farkındayım:) ama burada yazamadığım teknik eksik ve yanlışlıklarda var ki Dilara bunların bir kısmına değinmiş.
Sf 139 yaşamı boyunca toplumun özgürleşmesi için mücadele etmiş Karl Marks'a 'zayıflıklarımız için toplumu suçlamayı öğretir' demesi en kibar ifadeyle kabul edilemez.
Birde pek bilinmeyen bir not düşeyim sf 99 Wagner'in Nibelung Yüzüğü operasını kime atfetmiştir? Arthur Schopenhauer'e :))
Sonuç olarak;
Modern insan krizi (nihilizm_çürüme_dekadan) yaşıyor, bunu açık seçik görebiliyoruz. Ancak bunu aşmanın yolu (huşu içinde yaşamı mistifize edip) mitlere sığınmak değil bana göre..Yeni bir bilim anlayışı (bilimler sistemi) geliştirmek zorunda olduğumuz kesin. Türker hocamız da bunun işaretlerinin vermemiş miydi?
Henüz kitabı okumaya fırsat bulamamış olsam da dayanamayıp incelemenizi okudum. Şimdi daha da merak ediyorum ve yol gösterici metniniz için gerçekten çok teşekkür ederim.
Merhaba,
Önce kitabı edinirken hemen bulamadığım için birkaç kitapçı dolaştığımda hepsi (haklı olarak) kişisel gelişim raflarına yöneldiklerinde oldukça endişelenmiştim. Kişisel gelişim kitaplarının bendeki çağrışımı oldukça olumsuzdur (duygu sömürüsü yapan şaklabanlar sürüsünün yarattığı haksız ekonomi vb fikrim). Ancak Dilara'nın önerdiği kitap ''bu bağlamda olamaz'' düşüncesiyle eleştirel gözle kitabı okudum ve hemen başlarda yine Dilara'nın aylar öncesinde ilgimi çeken 'evren öykülerden (*mitlerden) yapılmıştır, atomlardan değil' (M.Rukeyser_The Speed of Darkness) (*mitleri ben ekledim:) paylaşımı geldi. Ben evren atomlardan oluşmuştur diyenlerdenim:) Elementleri dünyanın yapı taşı olarak kabul etmezsek enformasyonun nasıl oluştuğunu ve yayıldığını nasıl bilebiliriz? İlişkisel-bağlantısal düşünmek atomların reddini zorunlu kılmaz.
Neyse kısaca kitapla ilgili düşüncelerimi buraya not düşeyim;
-sf.48-mitolojileri plesentası olmayan keseli hayvanların yavrularını korumak için kullandıkları keseyi, insan için (gerekli) mitolojiye benzetmesi, ardından kitabın ilerleyen bölümlerinde; kendini gerçekleştirmek için kahramanlık hikayeleri yazmamız gerektiğini devamla cesurca keseden çıkmayı salık veriyor. Yani referans noktam (önerilen) mitolojileri yıkıp yeni bir hikaye yazmaksa saf mutluluk o keseyi yırtmak anlamına geliyor dye okudum (bu bir tutarsızlıktır.
-sf.52-'Din yanlış yorumlanmış mitolojidir' üzerinde tartışılabilir. Engels din için 'yanlış bilinç' deyimini kullanmıştı, Marks'ın ise meşhur din tanımına yeniden bakmalıyız (okumayanlar için ilgili paragrafı özellikle tavsiye ediyorum). sf.55- 'bir tanrı manevi gücün kişileşmiş halidir.' Aklıma hemen Ksenophanes geldi. Onun mitoloji eleştirisini hemen ödünç alabiliriz. Aslında tanrıyı ontolojik olarak bir de yazar öldürüyor!
Bireyin ve toplumun özgürleşmesi (adil, eşit_ayrıcalıksız, kendinin efendisi olarak, sorumluluk alarak yaşaması), özgürler içinde özgür bir birey olabilmesi için (bir zamanlar mistik ve kozmolojik işlevi olan, ömrünü çoktan doldurmuş) mitolojilere ihtiyacı yok bana göre.
Kitap rekabetten bahsediyor (sf.64) ama dayanışmadan bahsetmiyor. Bu büyük eksiklik bana göre..
Uzattığımın farkındayım:) ama burada yazamadığım teknik eksik ve yanlışlıklarda var ki Dilara bunların bir kısmına değinmiş.
Sf 139 yaşamı boyunca toplumun özgürleşmesi için mücadele etmiş Karl Marks'a 'zayıflıklarımız için toplumu suçlamayı öğretir' demesi en kibar ifadeyle kabul edilemez.
Birde pek bilinmeyen bir not düşeyim sf 99 Wagner'in Nibelung Yüzüğü operasını kime atfetmiştir? Arthur Schopenhauer'e :))
Sonuç olarak;
Modern insan krizi (nihilizm_çürüme_dekadan) yaşıyor, bunu açık seçik görebiliyoruz. Ancak bunu aşmanın yolu (huşu içinde yaşamı mistifize edip) mitlere sığınmak değil bana göre..Yeni bir bilim anlayışı (bilimler sistemi) geliştirmek zorunda olduğumuz kesin. Türker hocamız da bunun işaretlerinin vermemiş miydi?
Sevgi ve Saygılarımla.
Ben de okuma motlari icin tesekkur etmek istedim..Nasil ulastiniz kitaba? ben de zorlaniyorum...iyi aksamlar..
Hangi yayinevinden cikmis acaba? İzmir Kitap Fuari'ndan temin edebilirim belki..😌
Doğan yayınlarından
Henüz kitabı okumaya fırsat bulamamış olsam da dayanamayıp incelemenizi okudum. Şimdi daha da merak ediyorum ve yol gösterici metniniz için gerçekten çok teşekkür ederim.